Henüz...
‘’ Henüz ‘’ Ne sihirli, hatta ne mucizevi bir kelime, değil mi?
Mesela sevdiğimiz bir dostumuzu heyecanla beklerken ‘’henüz
gelmedi’’ deriz. İçine bin bir çeşit güzel umudu ekleriz. Henüz gelmedi ama
biliyorum gelecek birlikte sohbet edeceğiz, konuşacağız, dinleyeceğiz, şahitlik
edeceğiz birbirimize…
Ya da deriz ki ; ‘’henüz geldi.’’ Daha şimdi geldi, önümüzde
geçireceğimiz saatler var.
Çocuğumuz için mesela ; ‘henüz konuşamıyor, henüz iyileşmedi’’ deriz ama aslında söylemek istediğimiz konuşacak, iyileşecektir
Ve
böyle olmasına dair içimizde kocaman bir umut taşırız.
Belki de kendi iç dünyamızda bizi yoran, sıkan, endişeye boğan konulara ‘’henüz’’ diyerek başlarsak bir şeyler değişir ..
Ya da Neler değişir?
Mesela ; ‘’henüz bu konuyu nasıl çözeceğimi bulamadım. (Bulacağım) ‘’
‘’Kendimi yeteri kadar tanımıyorum henüz. (Tanıyacağım)‘’
Yaşıyorum ve yaşıyorsam her türlü olumsuz koşul içinde benim umudum var demenin en kısa yolu gibi..
‘’HENÜZ’’
Belki de Nazım bunu benden önce düşünüp yazdı şu dizeleri;
‘‘En güzel deniz:
henüz gidilmemiş olanıdır,
En güzel çocuk:
henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz:
henüz yaşamadıklarımız,
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz:
henüz söylememiş olduğum sözdür..’’
Şu an içinden çıkamadığınız konuları bir de ‘henüz’ ile başlayarak düşünür müsünüz?
Bir şey değişti mi sizce?
Yorumlar
Yorum Gönder